KAMBOÇYA'DA KÜLTÜR VE YAŞAM

KAMBOÇYA'DA KÜLTÜR VE YAŞAM

 

1999'da Kamboçya hükümeti ile varılan anlaşma sayesinde uzun bir süre dokunulmazlık zırhıyla korunup köylerine dönen veya şehirlerde farklı kimliklerle saklanan Kizil Kmer liderleri, 2007 senesinde teker teker tutuklanarak Birleşmiş Milletler ortaklığıyla kurulan özel bir mahkemede yargı karşısına çıkarıldılar. Liderlerin çoğu pişmanlıklarını belirtip mahkemede suçu birbirlerine attılar. Yakın bir geçmişte ömür boyu hapis cezası alan liderlerin birçoğu cezaevinde ilerleyen yaşları nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Khmer Rouge davasından şu anda sağ kalıp cezaevinde yatan tek lider Kızıl Khmer dönemi Başbakanı ve rejimin iki numaralı adamı(brother number 2) Khieu Samphan'dır. (En son S-21 hapishanesinin müdürü Dutch lakaplı katil iki sene önce cezaevinde öldü). Avukatları tarafından temyiz edilen duruşmaları https://www.eccc.gov.kh/en adresinden takip edebilirsiniz.

                                                           S-21'in müdürü Dutch sanık sandalyesinde

Vietnam, Kızıl Khmer iktidarını devirdikten sonra eski Kızıl Khmer komutanlarından Hun Sen (1976'da etnik temizlik başladığında birlikleri ile birlikte Vietnam'a kaçıyor) liderliğinde yeni bir hükümet kuruluyor. Yeni hükümet ekonomik olarak bir enkaz devralıyor. 1976'da 150bin ton pirinç ithal eden ülke 1980'e gelindiğinde Pol Pot'un gerizekalı tarım politikaları yüzünden gıda sıkıntısı yaşıyor. "If we have rice, we have eveything" diyerek tüm halkı pirinç tarlalarına süren Angkar ( Pol Pot'un partisinin adı) ülkenin pirinç stoklarını sıfırlayarak ülkeyi terk ediyor.

1991'de Sovyetlerde 'Reel Sosyalizmin' çözülüşünün bir sonucu olarak Vietnam birlikleri Kamboçya'yı terk ediyorlar. İki yıl kadar Birleşmiş Milletler denetiminde bir hükümetle yönetiliyor. 1993 yılında UN( Birleşmiş Milletler) gözetiminde 233 milyon $ bütçe ile ülkenin ilk bağımsız genel seçimleri yapılıyor. Monarşi yanlısı Funicipec Party seçimleri kazanmasına rağmen Cambodian People's Party lideri Hun Sen arkasındaki silahlı kuvvetlere dayanarak seçimleri tanımayacağı tehdidinde bulunuyor. Böylece iki başkanlı sistem diye birşey uydurarak iktidara ortak olmayı başarıyor. 1997 yılında ise Funicipec'e bağlı birliklerle Hun Sen birlikleri birbirleri ile çatışarak iktidarı almaya çalışıyorlar. Bu savaşın galibi Hun Sen oluyor. Bu olay tarihe Coup d'état  olarak geçiyor. 35 senedir iktidar olan Hun Sen geçenlerde okuduğumuz bir haber ile hepimizi gülümsetti. Yüzyılın box maçı denen Mayweather & Pacman Pacquiao maçında Pacman'e oynayarak kaybettiği bahiste hakemin adaletsiz bir karar verdiğini iddia ederek 3.300£ bahis borcunu ödemeyi reddetmiş :)

  Kırsalda, şehirlerde hatta adalarda bile sıklıkla karşınıza çıkacak iktidardaki Cambodian People's Party tabelası

 

Geçtiğimiz yıllarda Kamboçya Kralı tüm yetkilerini meclise devretti. Muhtemelen yakın bir gelecekte( bana kalırsa ana kraliçe vefat ettikten hemen sonra) Krallık feshedilip federasyon sistemine geçilecek. Bu kadar net bir öngörüde bulunmamın nedeni daha şimdiden resmi belgelerde Kamboçya Krallığı değil “Democratic Cambodia” isminin kullanılıyor olması. Ülkemizin 7. ismi şimdiden hayırlı olsun.  Muhalefet liderlerine yönelik fail-i meçhul cinayetler, sendika grevleri sık sık ülkede gündemi meşgul ediyor. 2017’de yapılan yerel seçimlerde ana muhalefet partisinin oylarını üç katı arttırmasının ardından ana muhalefet partisi kapatılıp parti lideri tutuklandı. Devletin kilit noktalarına yakın akrabalarını yerleştiren, onlarca yabancı şirketle yatırım ortaklığı yapan, Çin ile el sıkışıp ülkeyi Pakistan, Sri Lanka gibi ipek yolu üzerindeki Çin müttefiki ülkelerden biri haline getiren Başkan Hun Sen, 35 yıllık iktidarını 2023 seçimlerinde de bırakmadı. Ülkenin göstermelik bir demokrasiye geçtiği 93 yılından bu yana yapılan yedinci seçimden de zaferle çıkan Hun Sen, daha önce kamuoyuna duyurduğu gibi seçildikten bir hafta sonra başkanlık koltuğunu oğlu Hun Manet'e bıraktı. Böylece Kamboçya demokrasisi babadan oğula geçen üstü örtülü bir monarşik sisteme dönüştü.

Kara Mayınları

 Acılar ülkesi Kamboçya, kara mayınları konusunda da dünyada liste başlarında. İç savaşın görece sona erdiği 1979'dan 2021 senesine kadar 64.950 mayın kazasında 20.000 kişi can verdi. 45.000 kişi ise bu patlamalarda uzuvlarını kaybetti. Ülkenin çeşitli şehirlerinde kolu, bacağı olmayan bu insanları dilenirken veya bir şeyler satmaya çalışırken görebilirsiniz. Kurbanlar genelde çiftçilik yapan köylüler ve meraklı erkek çocuklarından oluşuyor. Mayınlar iç savaştan miras kalma; Tayland, Kızıl Khmerler, Cuntacı Lon Nol ve Vietnam ordusunun kolektif bir çalışması diyebiliriz. Mayınlı araziler daha çok kuzey sınırı olan Tayland Kamboçya sınırında yoğunlaşıyor. Kaçak göçü önlemek, düşman ordularını caydırma ve tapınaklardaki yağmayı engelleme amacıyla ülkenin dört bir yanına 4 ile 6 milyon arasında mayın döşenmiş. Yerel birimler ve uluslararası NGO'ların çabaları sonucu mayınların büyük kısmı temizlenmiş. 2025'e kadar tüm mayınların temizlenmesi gibi bir hedef koyulmuş. Siz yine de ülkeyi ziyaret ederseniz bilhassa taşradaki tapınakların etrafında fazla dolanmayın, ana rotadan fazla sapmayın. Zira mayın kazalarının sayısı azalsa da 2023'ün ilk yarısında 21 kontrolsüz patlama meydana gelmiş. Bu arada mayın temizliği çalışmalarını zorlaştıran ana unsur mayın tarlalalrına ait herhangi bir haritanın bulunmaması ve mayınların askeri doktrine göre değil Kamboçyalıların kafalarına göre yerleştirilmesi. Örneğin geçit yollarına koyulması gereken mayınlar ağaç diplerinde çıkabiliyor. Ayrıca arazideki tek tehlike kara mayınları da değil. Onlarca ordunun iktidar savaşı verdiği bu talihsiz coğrafyada patlamamış binlerce mühimat bulunuyor. Maalesef bu mühimatlar köylerde çocukların eline geçiyor ve acı kazalar yaşanıyor. 

2021 yılında Kamboçya'nın ikinci büyük şehri Siem Reap'te, şehrin tam göbeğinde Pub Street'in hemen yanında bir lisede, kablo döşeme için yapılan kazıda okulun dibine saklanmış yüzlerce patlayıcı bulundu. Patlayıcılar Birleşik Krallık menşeili, muhtemelen Kızıl Khmerlere hediye edilen mühimatlar. Verilmiş sadakamız varmış ki yıllarca yaşadığımız şehirde bir kazaya kurban gitmedik.

Hazır mayınlardan bahsetmişken sizlere tek başına yüzden fazla mayın ve patlamamış mühimatı bulan Magawa isimli tüylü dostumuzu tanıtayım. Tanzanya doğumlu bir keseli fare olan ve mayın bulma konusunda takımın en iyisi olan bu dostumuz beş yıllık hizmetinin ardından 2021 senesinde emekliye ayrıldı. Ardından bol yemek ve oyuncaklarıyla emekliliğin tadını çıkarttı. 2022 senesinde 8 yaşında aramızdan ayrıldı. Kendisinin insanlığa olan katkılarını unutmayacağız.

 

Kültür ve Yaşam

Kamboçya, yıllarca kapalı kutu yönetilmiş, 2005’te WTO’ya katılarak kapılarını ticarete açmış, bölgede Tayland’dan çok geride, Laos’tan da epeyce ileride olan yoksul bir 3. dünya ülkesi. Ortalama maaşlar 220 $ civarında. Sosya güvenlik sıfır. Eyalet sistemiyle yönetiliyor ve eyaletlerin yönetiminde askerler de söz sahibi. Kırsal nüfus ağırlıkta, işsizlik çok fazla, sanayi sadece başkentte toplanmış durumda. Varolan sanayi de yabancı markalara üretim yapan tekstil, ayakkabı, çanta, bisiklet üreten fabrikalar. Hiç savaş ve kıtlık görmemiş, sömürgeleşmemiş GoyGoycu Thailerle karşılaştırıldıklarında Khmerler daha sessiz, mülayim, geçmiş acılarından kurtulmaya çalışan bir halk. Özellikle kırsalda yaşayan insanlar çok yardımsever ve hoşgörülüler. Bu yoksulluğa rağmen tüm Güney Asya ülkelerinde olduğu gibi burada da somurtan insanlar göremezsiniz. Güleryüzlüler, yabancıları seviyorlar. Trafikte bile kavga eden insan görmek zor. Defalarca burun buruna geldiğim motor sürücüleri ile birbirimize bakıp "nasıl da çarpışmadık ama" dercesine gülümseyerek yolumuza devam ettik.

Onca travmalardan çıkmış bir toplum olarak eğitime önem veriyorlar. Yoksul aileler dahi İngilizce eğitimin üzerine düşüyorlar. Bu konuda bi mesafe aldıkları söylenebilir. Bunun dışında eğitim sisteminin kalitesi düşük, tamamiyle ezbere dayalı. Üniversite öğrencileri dahi tek tip kıyafet giyiyor ki üniversite felsefesine aykırı bir durum. Bu koşullarda özgür düşüncenin gelişmesi imkansız. Eğitim kadroları da bu ülkede yetiştiğinden kısır döngünün içinden çıkılamıyor. Ülkede uluslararası standartlarda eğitim veren yabancı okullar var ancak ücretleri çok yüksek, yabancılara ve kaymak tabakaya hitap ediyor.

Ülkede uzmanlaşma çok zayıf. İşini hakkıyla yapan insan sayısı çok az. Kızıl Khmer döneminde yok edilen entelektüel sınıf ülklenin yerinde saymasına sebep olmuş. Sıfırlanmış ve yeniden ayağa kalkan bir ülke oluşu her iş koluna yansıyor. 

Askerler ülkeyi kuran ana unsur olduklarından, bir çok iş kolunda komutanları görmek mümkün. Malum bal tutan parmağını yalıyor. Kolluk kuvvetlerine kendi özel teşebbüslerini açma konusunda bir sınırlama getirilmemiş. Bir ev kiralamak isterseniz ev sahibiniz %50 ihitmalle bir asker ya da polis şefi olacaktır. Askeriyenin araçlarını kendi araçları gibi kullanıyorlar. Jandarma plakalı dev gibi lüks 4x4'leri, Wrangler'leri asker eşlerinin altında görebilirsiniz. İstanbul'da karşınıza çıkmayacak Royce Rolls'lar, Bentley'lerle Phnom Penh'de her köşede karşılaşırsınız. Ne de olsa ülke dünya corruption endeksinde 30. sırada.

 Ülkede çok fazla yetim var. Bir o kadar da yetimhane ve bakımevi. Bu bakımevlerinden birinde bir süre gönüllü olarak İngilizce öğretmenliği yaptım. Yetimhanelerin kimisi Hristiyan misyonerlere, kimisi hayırseverlere kimisi de “money laundring” yapmak isteyen batılılara ait.

                                                                                        Sınıfım ve ben

Tembel Thai halkına göre Khmerlerin dil öğrenmeye yönelik kabiliyetleri daha iyi, telaffuzları daha anlaşılır.( Bir Thai ile İngilizce konuşmak ölümdür ) Yetimhane ve bakımevlerinin de etkisiyle sağda solda akıcı ingilizce konuşan sokak çocuklarıyla karşılaşmanız mümkün.

Kamboçyalıların ölesiye nefret ettikleri tek millet Vietnamlılar. Nefretlerinin sebebi, Ho Chi Minh şehrinin (eski ismiyle Saygon) işgal edilmiş Kamboçya toprağı olarak görüyorlar. Ayrıca Koh Tal (Phú Quốc) adasının Kamboçya hükümeti tarafından Vietnam'a para karşılığı satılmasına da oldukça öfkeliler. Hükümetler arasındaki bu al gülüm ver gülüm ilişkiler Kamboçya’da yaşayan gariban Vietnamlılara da, ülkedeki Vietnam sermayesine de aynı derecede nefret beslenmesine sebep oluyor. Tüm Vietnamlıları ülkelerine geri göndermek istiyorlar. Bu sorun bana Türk-Kürt meselesini hatırlatıyor, o derece ilkel buluyorum. Vietnam ülkenin kaynaklarını satın alıyor, ormanlarını kesip tomrukları götürüyor. Bunda tek suçlu para için ülkenin tüm kaynaklarını satan yetkililerde.

Khmerler bizim hesabımıza göre yaşlarını bir yaş fazla söylüyorlar. Onlara göre yaşam ana rahmine düşünce başlıyor, anne karnında yaş alıyorlar. Bana gayet mantıklı geldi. Yeni yılı kutlamaya Nisan 14’te başlıyorlar, buna Khmer Yeni Yılı deniyor. Başlıyorlar diyorum çünkü kutlamalar tam beş gün sürüyor. Aynı tarihlerde Tayland’da su festivali yapılırken Khmerler yeni yılı birbirlerine bebe pudrası ve su fırlatarak kutluyorlar. Beş gün boyunca tonlarca pudra sokaklara saçılıyor. Yeni yıl bittikten sonra bile sokaklar günlerce pudra kokuyor. Turistler ve yerel halk sokakları doldurup, litrelerce bira tüketip dans ederek eğleniyorlar. Ve bizim ülkemizdeki gibi ne en ufak bir kavga ne de kızlara yönelik bir taciz yaşanıyor. Bu arada ülkede 3 ayrı yeni yıl kutlanıyor. Birincisi bizim kutladığımız yeni yıl, ikincisi Çin yeni yılı, sonuncusu ise Khmer yeni yılı. Halloween bile sokaklarda coşkuyla kutlanıyor. Çalışmaktan öcü gibi kaçan, eğlenceye ve goygoya fırsat arayan bir toplum Khmerler.

Ülkede zamanında Pol Pot rejimi tarafından jenosite uğramış “Çam Müslümanları” adıyla anılan Vietnam kökenli etnik bir grup mevcut. Kendi gettolarında yaşayıp, “Halal food” satan marketlerinden alışveriş yapıyorlar. Camilerden ezan okunuyor, ibadetlerini özgürce yerine getirebiliyorlar. Güney Asya’daki diğer müslümanlar gibi Khmer müslümanları da Şafi itikatının takipçileriler. Sarık ve cüppe ile dolaşsalar da toplumun geri kalanına karşı saygılı ve hoşgörülüler. Kızıl Khmerler döneminde rejime karşı tek isyan Çam müslümanları arasında başlıyor. Silahsız Müslümanlar kılıçları ile askerlere karşı direnişe geçiyorlar, direniş elbette kanlı bastırılıyor. 

Kamboçya’nın kendine ait “KunKhmer Boxing” adıyla bilinen bir dövüş sanatı var. Thailerin “Muay Thai”ının antik versiyonu diye biliniyor. Thailer bölgedeki nüfuzlarına dayanarak bu dövüş sanatını kendi icatları gibi tanıtıyorlar. Dövüş hocam “bir çok şey gibi bunu da bizden kopyaladılar” diyor. Siem Reap’te bir köyde derme çatma bir barakada bu sporu öğrenmeye çalıştım, bir kez de maça çıktım. Tüm dövüş sporları gibi çok meşakkatli olduğunu söyleyebilirim, antremanları çok ağır geçiyor.

Khmerler için Güneydoğu Asya’nın muhafazakar toplumlarından biri diyebiliriz. Toplumda bekaret hala önemini korumakta. Bakire bir kızın başlık parası ortalama 5000$ civarında. Bu para kızın annesine ödeniyor ve düğün masrafları için kullanılıyor. Şayet kız bakire değilse başlık parasının fiyatı düşüyor. Ailesi ile birlikte yaşayan kızlar gece belirli bir vakitten sonra sokakta takılamıyorlar, gece barlara takılan kızlara iyi gözle bakılmıyor. Zira barlardaki kadın nüfusunun çoğunluğu hayat kadını.

Khmer kızlarının farkındalıkları benim nazarımda çok düşük. Hardcore mistisizm, geleneksel aile yapısının kıskacında yaşıyor olmaları ve eğitimsizlik buna en büyük etken. Tüm gün ağlak diziler izlemelerinden kaynakli olsa gerek, Khmer kızlarinin hepsi birer Drama Queen. Ve bu durum insanı ikili ilişkilerde çok yoruyor. Uzun vadeli bir ilişkide kültürel çatışma kaçınılmaz. Evlenip batıda yaşayan Kamboçyalı kadınlar kendilerini derin bir boşluğun ve yalnızlığın içinde buluyorlar. Amerika, Avustralya gibi Khmer komünitesinin kalabalık oldugu ulkelerde değil de Avrupa'nın herhangi bir soğuk iklimli ülkesine taşınanlar en kısa zamanda ülkeye dönmenin yollarını arıyorlar. Ne olursa olsun Khmerliler kırsal bir toplum, aşırı medeniyeti bünyeleri kaldırmıyor. Bu arada Kamboçyalı kadınlar Türk dizilerine bayılıyorlar. Her geri kalmış ülke gibi ülkemizi yerli dizilerle tanıyorlar.

Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi burada da canlı bir “Gay Life” var. Havasından mıdır suyundan mıdır bilemedim gay nüfusu bu Asya’da çok fazla. Bunu soya tüketimine bağlayanlar da var. Bu yüzden “western” gayler tarafından Asya çok rağbet görüyor. Ladyboylar da var ama hepsinin Tayland’daki hemcinsleri kadar güzel olduklarını söyleyemeyeceğim.

Kamboçya’da hukuk sistemi tarafları karşılıklı uzlaştırmaya dayanıyor. Hakim ya da polis tarafları dinleyip, haksız gördüğü tarafın diğerine para ödemesi kararını veriyor. Para alan taraf polise önemli bir miktarı rüşvet olarak bırakmak zorunda. Kavga ederseniz karşı tarafla birlikte polise para ödemek zorunda kalabilirsiniz. Kısacası polis her durumda yolunu bulmanın peşinde. Khmerlilerle yapacağınız paraya dayalı her türlü işi belgesiyle yapın. Herhangi bir sorunla karşılaştığınızda immigration polisine göstermek için elinizde kanıtlar olsun. Anlaşmazlık yaşadığınız kişiler yabancı olduğunuz için sizleri korkutmaya çalışabilirler, aldanmayın. Polisten Allah gibi korkuyorlar. Burasının bir üçüncü dünya ülkesi olduğunu unutmayın ve hapse düşmemeye çalışın. Geçtiğimiz günlerde Siem Reap'te bir villa partisi düzenleyip oynadıkları bir animasyon oyunu yüzünden pornografi suçlamasıyla tutuklanan batılı gençlerin yaşadıkları hepinize örnek olsun. Hapishane koşulları çok ağır, ellerine düşerseniz yandınız. Hele yabancı iseniz içeri bir yastık ve uyku matı sokmak için bile yüzlerce doları gözden çıkarmanız gerekir.

Ülkenin turizm potansiyeli ve senelik ziyaretçi sayısı pandemiye kadar yükselen bir grafik gösterse de güvenlik sorunu hala çözülememiş durumda. Başkent Phnom Penh ve Sihanoukville şehirleri fazlasıyla kriminal. Sakin ve huzurlu Siem Reap şehri de artık eskisi gibi güvenli değil. Özellikle kapkaççı ve gaspçılar Siem Reap'in gece karanlık sokaklarını mesken tutmuş durumda. Sarhoş turistleri, kadınları ve gözüne kestirecekleri ebatlardaki erkek turistleri hedef alıyorlar. Allahtan boy ortalamaları 1.55 cm.

Turizm ekonomisi maalesef pandemi ile birlikte ağır yara aldı ve hala toparlanabilmiş değil. Çin'in sahil şehri Sihanoukville ve adaları yeniden yapılandırmak üzere devralması batılı gezgin turistleri ülkeden kaçırdı. Bir çok Avrupalıya ait işletme, pandemi dönemindeki kapanma sürecinde kapandı, el değiştirdi. Türkleri ile ünlü Koh Rong adası bile Çin hakimiyetine geçti, Türk işletmeciler ülkelerine geri döndüler veya farklı şehirlere dağıldılar. Boşalan her alanı Çinli yatırımcı doldurdu. Bu sebeple ülke eskisi kadar turist ağırlamıyor. Ayrıca Tayland'ın yeşil devrim yaparak Cannabis'i serbest bırakması da tüm ilgiyi Tayland üzerine çekti. Kamboçya turizm rekabetinde çok gerilere düştü. Hala ülkeye gelecek Çinli akını bekleniyor. Çin de deflasyon, ekonomik resesyon gibi sorunlarla cebelleştiğinden Çinli turist tarafından beklenen ilgi kaydedilemiyor.

Kamboçya’da üç şehir öne çıkıyor. Başkent Phnom Penh, Siem Reap ve Sihanoukville. Bunların yanı sıra gelişmekte olup bu günlerde expat komünitesinin akınına uğrayan Kampot ve sanatçılar şehri Battambang'ı da yakından inceleyelim.

 

Yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

img
Site Logo

"Planlarını gece gibi sakla, vurduğunda yıldırım gibi çarp". Sun Tzu

İletişim Bilgileri

Hanoi Opera House Hanoi

sputnik.erkan@gmail.com